Sahra Çölü

- Nisan 24, 2016

2015'teki Fas seyahatimizin en güzel atraksiyonu... Bu büyüleyici yolculuk tahmin ettiğimizden hem daha meşakatlı hem de beklentimizden çok daha özeldi.

Kızıl şehir Marekeş'ten iki tam günlük bu büyük macera için Marekeş'teki tur firmalarından fiyat alarak başladık. Her birinin verdiği fiyat hemen hemen birbiri ile aynı sayılırdı ;fakat tur satıcıları istediğimiz güveni sağlamadı. Biz de kaldığımız riadın sahibinden destek istedik. O da kendi tur programını sattı. En azından daha güvenilir bir yolculuk olacağından içimiz rahat başlamıştık.

Bagajlarımızı otelden çıkış yap sonraki gün tekrar giriş yapmamız gerekeceğinden , bagajlarımızı da kaldığımız yerde muhafazaya aldırıp yola koyuluyoruz.

Sabah güzel kahvaltı sonrası 7:30'da riadın önünden minibüs bizi alır, Jamaa Al Fna'dan ise tur rehberleriniz ve diğer kafile ya da kervan üyelerinizi mi desem bilemedim. Hepinizi bir Ford Transit'e doldurup sabah 08:00'de yolculuğa koyuluyorsunuz.

Booking.com

Araçta tek Türk bizlerdeki - 2 kişi :) Diğerleri Kanada , Brezilya , Meksika , Fransız , Batı Sahra ve Koreliler...

Yolculuk başlangıcı sizi Atlas Dağları'nın eşsiz doğası karşılıyor. Dört bir çeşit doğal güzellik size eşlik ediyor... Spot noktalarda araç durup sizlere eşsiz doğa manzaralarıyla fotoğraf çekinmenize olanak sağlıyorlar.

Yalnız şunu belirtmeliyim ki hamile , panik atak , kalp rahatsızlığı olan kişilerin Sahra Çölü turuna katılmamalarına tavsiye ederim. Çünkü yolculuk Atlas Dağları'nın eteklerinden bir minibüsle kıvrımlı yollardan geçerek çöle ulaşıyorsunuz.

Aynı gün hem yazı , hem baharı , hem de kışı gördük. Atlas Dağı middle Atlas yani orta Atlas , high Atlas yani zirve yakınlarına kadar çıkabiliyorsunuz. Bu sebepten kar kış gördüğünüz gün kendinizi çölde bulacaksınız. Yalnız hava inanılmaz temiz. Oksijen çarpması yaşayabilirsiniz.

Öğle yemeği tur paketi içerisine dahil de olabilir ya da hariç .Kişi başı biz 110 MAD ödedik ama menü gerçekten 2 porsiyondan biraz fazla... Öğreniniz. Ouarzazate yakınlarında benim çok görmek istediğimiz yere benim bile haberim olmaksızın küçük bir tur düzenliyorlar. Burası neresi mi derseniz : Ait Ben Haddou köyü. Aslında burası doğal bir Hollywood film platosu. Burada köyler "kasbah" ismiyle adlandırılıyor. Ait Ben Haddou'da #GamesofThrones #Cleopatra #Babel ve daha nice Hollywood yapımlarına ev sahipliği yapmış bir köy. Köy evlerine de uğramaya çekinmeyin. Sizi ilginç aksanlı , geleneksel kıyafetli bedeviler karşılayacak.

Doğal taşlar 50 MAD , nane çayı ve safran kullanılarak yapılan resimler ise 40 MAD .

Yolculuk sırasında tuttuğum gezi notlarımdan buraya aktarırken geçtiğim bir not beni şimdi güldürdü :

" Şu soğuk kış günü (Şubat 2015- Türkiye için) hem montla dolaştım , yeri geldi şimdi tişörtleyim. Çünkü hava gerçekten sıcak"

Ait Ben Haddou bu turda haberim olmadan sürpriz bir tur olarak karşıma çıktı. Gerçekten çok sevindim.

Bu tur için kişi başı 25 MAD ödüyorsunuz.

Yolculuk sırasında çılgın şöförümüz ve gezi kafilemizle hep bir ağızdan Am I Wrong ? söylerken buluyoruz...

Cezayir sınırına yaklaştığımız yolda bizi bir polis karakolu gibi bir noktada polis çeviriyor. Burada herbirimizin milliyetini soruyor. İçimizde ABD vatandaşı olup olmadığını defalarca soruyor ve dananın koptuğu nokta ise kafileden birinin Batı Sahralı olması ve "ben Batı Sahralıyım" demesi... Bu arkadaşımız Fas'lı kız arkadaşıyla bir çöl kaçamağı yapmak istiyor. Polis hem kıza hem de bu arkadaşa oldukça kızıyor. Arada Fransızca başlayan konuşmalar yerini kızgın ve hararetli bir Arapça'ya bırakıyor. Heyecan dorukta , kimse de çıt çıkmıyor. Polis , Faslı kızın sert çıkmasıyla artık başa çıkamıyor ve bizi serbest bırakıyor. Aklıma #Babel filmi geliyor...

Gelelim Zagora'ya... Burada servis araçları akşam üzeri sizi develerin bulunduğu bir alana getiriyor. Herkes birbirine tek sıra halinde bağlı develerden birini seçiyor. Üzerine çıkıp 1,5 saatten biraz fazla deve yolculuğu için hazırlanıyor. Nitekim Mısır gezimizde yaşadığımız o deve deneyiminden sonra ablam ben yürümek istiyorum dediği noktada bedeviler "mutlaka binmelisiniz- yollar bildiğiniz gibi değil demesi" ablamı kararından vazgeçtiremiyor. Akşam hava karardı. Elinde fener. Kervan başı ablam oluyor ve herkes develerle gülüş cümbüş çadırlara varıyor.

Akşam olduğundan kumdasınız ama herşey net göremeyebiliyorsunuz. Çölün ortasında 10'dan fazla çadır. Bu çadırlardan biri yemekhane , diğeri banyo ve tuvalet. Kadınlar ve erkekler için ayrı ayrı ve her ayrıntı düşünülmüş.

Bizi en şaşırtan akşam yemeği sıcak sıcak çölün ortasında sunulması ve çöl ortasında hamile kedi görmemiz :))

Yemek doyurucuydu. Meyve ve naneli çay ile gece eğlencesi başlıyor. Bedeviler alıyorlar ellerine müzik enstrümanlarını başlıyorlar şarkı söylemeye...

O kadar yorulmuşuz ki... Eğlenceden ayrılıp çadırımıza gidiyoruz.

Bu arada çöl gece inanılmaz soğuk... Fener , içlik , kazak vb. bulundurun....

Yıldızlar ise size hayatınızda görebileceğinizden çok daha yakınlar.

Sabah gün ağırmasını çölde karşılamak inanılmaz bir deneyim.

Sabah kahvaltısı ve çay-kahve ile bu sefer geldiğimiz yere doğru develerle yine kervanımızı oluşturup yolculuğumuza başlıyoruz.

Bu gezi beni mânen dinlendirdi. Çöl gerçekten büyük ve siz de aslında hayatta o kum tanelerinden birisiniz. Diğerlerinden ne farkınız var ki ?

Dönüşümüz bu sefer Atlas üzerinden değil, bu sebepten dönüşümüz daha rahat gerçekleşiyor. Öğle yemeği ve ara duraklamalar derken akşam saat 17:00 gibi Marekeş'e varıyorsunuz.

Sizi Jamaa Al Fna meydanına oldukça yakın bir noktada indiriyorlar. Zaten cümbüş zamanı gelmiş meydana yine... Marekeş'teki son akşamımızı bu sefer 17 numaralı stand ile sonlandırıyoruz.

Çöl turu daha fazla gün ve gece seçenekli yapılabilmekte. Sarı kum ve kızıl kum seçenekleriyle :) Kızıl kum daha da uzak Marekeş'ten...