Bir Haftasonu Kaçamağı : Antakya/Hatay [2020]
Yazının tüm hakkı saklı olup, zaman damgası ile tescillenmiştir. Kopya-alıntı yapılamaz.
Bir haftasonu Antakya, Hatay’da
neler yapabilirsiniz ? Tam 48 saatiniz var bu güzel dostluk kentini gezmeniz
için. Sizin için derledik.
Görsel anlatım için yine instagram'daki hesabımızda sabitlenmiş story'de Antakya kısmından inceleyebilirsin.
Hatay/Antakya’da nerede konaklanır?
Bütçenize göre bir çok alternatif
mevcut.
Özellikle gençler ve kendini genç
hissedenler için, şahane bir yer tavsiye edeceğim: Fi Hostel. Oldukça temiz,
misafirperver ve her türlü konforunuzun düşünüldüğü çok güzel yurt. Türkiye’de
çok sık göremeyeceğiniz hostel konsepti fazlasıyla en yüksek standartta
uygulandığını söyleyebilirim. Bu anlamda Fi Hostel hem bir tarihi konakta
konaklama imkanı sunacak, yeni dostlar edinmenizi , şehrin en merkezi yerinde
olduğundan her yere çok rahat gidebileceğinizi söyleyebilirim. Üstelik,
hostelin kendine ait bir de kitaplığı var. Bir kitap bırakarak istediğin kitabı
alabilirsin. İstersen, konakladığın süre içinde de ödünç kitap okuyabilirsin. Hostel
tarzında bir konaklama deneyimlemek isterseniz, burası sizin için uygun.
Fi Hostel’in hemen karşısındaki
Waxwing Hotel, Waxwing’in hemen çarprazındaki Liwan hotelde kalabileceğiniz
orta ve üstü seviyedeki diğer oteller. Ayrıca konumu itibariyle oldukça kolay ulaşılabilir bir başka otel Saray Oteli'dir. Hürriyet Caddesi ve Asi Nehri arasında kalan kısımda. Bir çok yere çok rahat ulaşabilirsiniz.
Savon Hotel Kurtuluş Caddesi
üzerinde, eski bir sabun fabrikasından oluşturulmuş. Biraz gezebileceğiniz
yerlerin ufak dışında kalıyor gibi. Üstelik fiyat oldukça yüksek. Hilton The Museum Hotel ise en uzak
sayabileceğim hem de fiyat olarak epey yüksek otellerden.
Hatay/Antakya Araç Kiralama
Gerekli mi?
Öncelikle Antakya genelinde
dolaşmanız için araç kiralamanız çok luzüm yok. Tarihi kent merkezinden bir çok
yere otobüse binerek birkaç dakikada ulaşabiliyorsunuz. Sadece Hatay’ın
ilçeleri ; Belen, İskenderun ve Samandağ’a yapmak isteyeceğiniz ziyaretlerde
araç kiralama büyük bir avantaj olacaktır. Zira, buralara kalkan otobüs ve
minibüsler dur-kalklar ile yaklaşık 2-3 saat gibi bir sürede ulaşım sağlıyor,
hem de vaktinde otobüsler kalmamaktadır. Haliyle 20-25 kilometrelik bir yolu,
siz 5 saatte ulaşabilmeniz söz konusu. Planlama yaparken size hızlandırılmış ve
en az şekilde otobüs kullanabilir şekilde aşağıdaki planı iletiyoruz.
Başlangıç noktamız Hürriyet
Caddesi bitimindeki künefeciler meydanı olarak da bilinen köprübaşı olarak
kabul ediyoruz.
Örnek tur planı:
Cumartesi günü - ilk 24 saat
Uçaktan indiniz, otelinize
yerleştiniz. Hadi, şimdi Antakya’yı gezme zamanı:
1 Hatay Arkeoloji Müzesi
Köprübaşı’ndan
106 ve 115 numaralı otobüslere binerek Hatay Arkeoloji Müzesi’ne
ulaşabilirsiniz. Yaklaşık 3-5 kilometre yol gittikten sonra müzeye
ulaşacaksınız. Otobüs içerisinde duraklar sesli anons ediliyor. O yüzden
bulmanız oldukça kolay.
Sırf bu müze
bile başlı başına Antakya’yı ziyaret sebebi. Türkiye’de gördüğümüz en güzel
oluşturulmuş ve oldukça zengin bir müze. Müzenin bir çok ünlü eserleri var.
Onları özellikle yerinde görmeniz harika olacak.
Müzenin ilk
giriş katında meşhur hitit kralı Suppiluluma karşılayacak. Sonrası Alalah’ın
eşi İştar, Venüs heykeli , ilk bulunduğu zaman haberlerde görünce çok
etkilendiğim ve beni anlatan mozaik “İskelet mozaği” , kem göz evi mozaği ,
menander evi mozaği ve daha nicesi gerçekten sizi etkileyecek.
Müzeyi en kısa 1,5
saat dolaşabilirsiniz. Engelliler için erişim oldukça kolay. Katlar arası
geçişler oldukça erişilebilir.
Arkeoloji
müzesi’nden çıktınız. Şimdi, istikamet yaklaşık 1 kilometre uzağındaki Saint
Pierre Kilisesi ve Cehennem Kayıkçısı Haron. Müzeden yaklaşık 20 dakika
yürüyerek ulaşabiliyorsunuz. Biraz tepenin eteğinde yer alıyor. Haliyle rahat
bir ayakkabı ve Hatay’ın meşhur yağmuruna karşı şemsiye ve yağmurluğunuz
gezinizi muhteşem kılacak.
2. Saint Pierre Kilisesi ve Cehennem Kayıkçısı Haron
Hristiyanlığın
ilk katedrali kabul edilen ve 1983’te Papa VI Paul’un Hristiyanlar için hac
mekanı olarak ilan ettiği bu mağarayı her yıl 29 Haziran’da dünyanın birçok
yerinden Hristiyan hacılar hacı olmak için ziyaret eder. Bu özel günde,
Vatikan’dan bir temsilci katılır.
Katedralin dünyadaki ilk kilise olması ve yeryüzündeki ilk “Hristiyan”
kavramı burada kullanılmıştır.
Kilisenin olduğu
yerden yaklaşık 500-600 metre yürüme mesafesindeki (10 dakikalık) Cehennem
Kayıkçısı Haron’un yarım kalmış kayaya oyularak yapılmış büstünü
görebilirsiniz.
Mitolojiye göre
Cehennem Kayıkçısı Haron, ölülerin ruhlarını Stiyks ırmağından geçirip yeraltı
ülkesine götürmekle görevlidir. Haron, öldüklerinde kendilerine dini tören
yapılmayanları kıyıda bırakıyordu. Kıyıda bırakılanlar, yer altı tanrısı
Hades’in yönetimine girmeden önce yüz yıl ıstırap çekecek ve boşlukta
dolaşacaklardı.
Antiochus IV.
Epiphanes döneminden kalan (M.Ö. 175-164) ve mitolojide Cehennem Kayıkçısı
olarak yer alan kaya kabartma eserdir. Kentte yayılan veba salgınının
durdurulması amacıyla kahinlerin tavsiyesi üzerine kentte yukarıdan bakan dağ üzerinde
yapılması kararlaştırılmıştır. Salgının durması ile kabartmanın yapımı yarım
bırakılmıştır.
3. The Museum Hotel – Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi
Saint Pierre
Kilisesi’ni dolaştıktan hemen sonra, kilisenin bulunduğu tepeden kente
baktığınızda gözünüze çarpacak, kilisenin yakınındaki modern yapı The Museum
Hotel – Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi’dir. Kiliseden yaklaşık 500-600 metre
uzaktadır. Engelli erişimi için oldukça rahat. Yalnız, Saint Pierre
Kilisesi’nden aşağıya doğru inerken refakatçi gerekecektir. Yerler Arnavut
kaldırımı olduğundan biraz tıngır mıngır bir yol olduğunu söylemeliyiz.
Müzenin hikâyesi,
Necmi Asfuroğlu tarafından yaptırılacak otelin şantiye zamanında iş
makinelerine denk gelen tarihi eserler, otelin kaderini ve projesini de baştan
aşağı değiştiriyor. Otelin inşa süresi, arkeolojik çalışmalar nedeniyle uzuyor.
Derken, otelin projesi değişiyor ve dünya üzerinde bir ilk olan müze-otel
konseptine kavuşuyor. Otelin bodrum ve zemin katları bugün Kültür ve Turizm
Bakanlığı’na bağlı müze olarak kullanılırken, binanın diğer katları otel olarak
kullanılıyor. Otel odalarının içe bakan pencereleri müzedeki mozaik ve antik
kente bakarken, müze ile otel odaları arasındaki geçişlerin yarı açık bir
yapıda olduğunu iletmeliyim. Müzeyi gezerken, özellikle kış döneminde
gidiyorsanız, üzerinizden montlarınızı eksik etmeyin. Müzenin üstü her ne kadar
kapalı olsa da, tamamı kapalı değil.
Necmi Asfuroğlu
Arkeoloji Müzesi – The Museum Hotel’de müzekart Şubat 2020’de yaptığımız
ziyarette geçti. Bazı yanlış bilgilendirmeler yapılmış, onu düzeltmek isteriz.
Müzeye otelde kalanlar sınırsız ziyaret edebiliyor. Ücret ödemeksizin. Yalnız,
dışarıdan gelenler müzeyi dolaşmak için yaklaşık 20 TL ödemeli veya geçerli
müze kartı varsa onu gösterip müzeyi ziyaret edebilir. Müzeyi yaklaşık yarım
saat-1 saat aralığında gezebilir.
4. Habibi Neccar Camii
Necmi Asfuroğlu
Arkeoloji Müzesi – The Museum Hotel’de dolaştıktan sonra çıkıştan sağa doğru
yaklaşık 1-2 kilometre yürüyerek, dünyanın ilk sokak aydınlatmasının yapıldığı
Kurtuluş Caddesi’nden geçerek Habibi Neccar Camii’ne ulaşacaksınız.
Bu cami içinde
Habibi Neccar , Şemuni Safa , Yahya (Yuhanna) , Yunus (Pavlos) gibi havarilerin
naaşlarının yanına yapılmıştır. Hem Müslüman hemde hıristiyanlar tarafından
ziyaret edilir.
Yasin Suresi
elçilerinden kabul edilen (şehrin öte başından gelen adam) Habib-i Neccar
“Ashab-ı Karye : Antakya” olarak bilinir. Burada karye “şehir” , ashab ise
“halk” anlamında kullanılır. Müfessirlere göre Ashab-ı Karye, Antakya halkı
olarak kabul edilmektedir.
Antakya Kurtuluş
Caddesi üzerinde bulunur. M.S. 40’da Hz. İsa, havarilerden ikisini Antakya’ya
göndermiştir. Gönderilen havariler burada hayvan otlatan, marangozculukla
uğraşan Habib-i Neccar ile karşılaşırlar. Havariler dermansız hastalıklara şifa
veren Hz. İsa ve onun dinini anlatınca Habib-i Neccar ve ailesi de bu dine iman
etmeye başlar. Yalnız, Antakyalılar bu iki havariyi hoş karşılamazlar. Onlara
eziyet edip, uğursuz sayarak hapse atar. Sonrasında getirdikleri dine halk iman etmez ve onları öldürmeyi
planlarlar. İşte bu hadiseyi Kuran-ı Kerim’de Yasin suresi 36/20-21’de
bahsedildiği üzere “Şehrin öte başından, koşarak gelen Habib-i Neccar, onlara
iman eder” olarak geçer. Halk, Habib-i Neccar’ı, bugün Habib-i Neccar Dağı
olarak adlandırılan dağ üzerinde şehit ederler. Kral, gelen elçileri hapse
atar. Bunun üzerine üçüncü havari Şem-ün es-saffar daha tedbirli olarak aynı
şehre gelir. Önce kral ile iyi ilişki kurarak, kralın en iyi adamlarından olur.
Sonrasında hapiste tutulan diğer iki havariyi kralın desteği ile hapisten
çıkartır. Kral da iman etmeye başlar. Halk krala rağmen yine de iman etmez.
Kuran’da meleğin sahyası ile helak edildiği söylenir.
Hz. İsa,
Kudüs’teki insanları durum hakkında haberdar eder ve Barnaba’yı Antakya’ya
gönderir. Antakya’ya varınca, Allah’ın inayetini (helak olmuş halkı) görür ve
buna sevinir. Tarsus’a giderek Saul’u (Pavlus) arar ve buluncada Antakya’ya
getirir. İncil’de Resullerin İşleri,11/22-26 ile Galatyalılara Mektup
bölümlerinde ve Kuran-ı Kerim’de bu kısım oldukça yakın tasvirlerle
açıklanmıştır. Kuran-ı Kerim Atlası Bedir’e göre bu durum birebir
örtüşmemektedir.
Habib-i Neccar
Camii içinde caminin girişinde solda ikinci kapıdan içeride Yahya ve Yunus’un
kabri yer alır.
Not : Taberani,
Kebir ,XIV, 391 ; Havariler hangi milletle karşılaşırsa,mucize olarak, onların
dilini hemen konuşmaya başlar. Hz. İsa tarafından görevlendirilen havariler;
Petrus’u Anadolu’ya ; Andreas ve Matta zenciler diyarına; Tomas Babil’e ; Filip
Kayruvan –Kartaca (bugünkü Tunus) ; Yuhanna Efes’e ; Yakup Kudüs’e ; Gayyur
Simun ise Berberilere gitmiştir.
5. Uzun Çarşı
Uzun Çarşı
Antakya’nın sembolü, kalbinin attığı bir yarı kapalı çarşısı. Buradan Hatay’a
özgü künefe, tereyağ , salça, zahter, humus, kerebiç , defne-bıttım-zeytinyağ
sabunları, çeşitli baharatlar satın alabilirsiniz.
Neden Uzun
Çarşı’dan alışverişi Cumartesi gününe yazdın derseniz, bu çarşı Pazar günleri
kapalı. Çarşı içindeki belli kasaplar Pazar günü açık. Sadece çok az sayıdaki
dükkan Pazar açıyor. Çarşının bir çok han ve diğer çarşılarla kesişen
sokaklarını gezerken, midenizden gelen gurultuların sizi PÖÇ’e götürmesine izin
vermelisiniz.
Vedat Milor’ün
tavsiyesi üzerine gittiğim ve yanılmadığım PÖÇ kasabı, Uzun Çarşı’nın en
bilinen ve en çok ziyaretçi ağırlayan kasabı. Diyeceksiniz, çiğ et mi yiyecez?
Kasap ne? Antakya’da “kebap” kelimesi “kasap” olarak çevrilmiş diyebiliriz. Bu
kasaplar sizin için istediğiniz kebapı, lahmacunu hazırlayıp size sunuyor.
Eskiden, kasaplar bildiğimiz kasap gibi sadece et satarken, yan komşusu fırın
aldığınız eti zerzavatlayıp lahmacun olarak size teslim edermiş. Bunun bugün
daha kompakt hale dönüşüp, KASAP’a girerek, istediğinizi söylemeniz yeterli.
Antakya mutfağının en önemli ve şiddetle denemenizi tavsiye ettiğim Tepsi
Kebabı’nı PÖÇ’te yiyebilirsiniz. PÖÇ’te menü yok. Haliyle fiyatlarını bilmeden
sipariş vermeniz gerekecek. Tek sevmediğim yanı bu oldu. Bir içecek+alabaş
tabağı (ikram)+tepsi kebabı, tek kişi için 24 TL’ye yiyebilirsiniz.
Akşam tekrar
gittiğimde bu kez, Antakya mezelerini (humus, cevizli biber, yoğurtlamayı) azar
azar tek bir tabakta istediğim ordövr tabağı ile 2 lahmacun da 30 TL tuttu.
Uzun Çarşı
içinde Kurşunlu Han’da İstanbul’da da şubeleri olan Asi Künefe’de künefe alttan
ocaklı sunumla geliyor. Onunda porsiyonu 13 TL, yalnız buranın tam porsiyon
getirdiği aslında tam değil , yarım porsiyon gibi. İsterken özellikle sorun.
Ayrıca, az şerbetli denemenizi tavsiye ederim.
Evet, saatler
yaklaşık 15:00-16:00 civarı oldu. Şimdi otele aldıklarımızı bırakıp, Antakya’yı
gezmeye devam ediyoruz.
6. Hıdır Türbesi
Valilik’ten
yaklaşık 15 dakika yürüme mesafesindeki Hz. Hıdır/Hızır türbesini ziyaret
edebilirsiniz. Ziyaret sonrası Atatürk parkı’ndan geçerek, Asi Nehrini
izleyebilirsiniz.
Parkın bitiminde
sizi Hatay Cumhuriyeti’nin ilk ve son meclis binası, Antakya Belediye binası ve
sol tarafınızda Hatay’ın ilk etnoğrafya müzesi yer almaktadır. Sağınızda ise
köprü ve köprünün geçtiği yer Uzun Çarşı’nın girişi, Ulu Cami’ye açılmaktadır.
7. Antakya gece hayatı
Şimdi size çok
güzel bir anekdot sunacağım. Her Cumartesi akşam saat 19:00’da Hatay Kültür
Merkezi’nde Hatay Medeniyetler Korosu’nun ücretsiz konser verdiğini iletmek
isterim. Bu koroyu bilmeyenler varsa, bölge halkının konuştuğu dillerde çeşitli
eseri seslendiriyorlar. Gitmeden önce konserin gerçekleşip gerçekleşmediğini
mutlaka kültür merkezini arayarak teyit almanızı tavsiye ederim. 0326 214 92 17
Antakya Beyrut’u
andırıyor. Özellikle Beyzade Konağı’nda vur patlasın çal oynasın şeklinde bir
eğlence söz konusu. Beyzade Konağı haricinde gençlerin takıldığı roof-bar
Cabaret’te canlı müzik dinleyebileceğiniz diğer bir başka mekan.
Pazar - ikinci 24 saat
Antakya’da daha
gezilecek bir çok yer var. Antakya gelme sebebiniz olan gastronomiyi unutmayın.
O yüzden bugün her şeyden “little little into the middle” mottosunu
unutmuyoruz.
Sabah kahvaltısı
için Unesco Hatay Gastronomi Evi’nde Antakya özgü kahvaltıyı yapıyoruz.
Ardından Gastronomi evi çevresindeki eski Antakya evlerinde bolca instagram
fotoğrafı çekiyoruz. Bu aralar (Şubat 2020) sokaklarda kazı çalışması var.
Haliyle engelli bireylerin erişimi biraz yorucu olacaktır. Kahvaltı için ikinci
alternatif Sultan Sofrası olabilir. Antakya evlerinin mimarisi ve kapılarını
detaylarını Hatay Arkeoloji Müzesi’nden en son çıkış salonunda özellikle
anlatıldığı için müzede bu kısma dikkat etmenizi ısrarla tavsiye ediyorum.
Geziniz boyunca bu mimari ve o zamanın estetik anlayışına gerçekten hayran
kalacaksınız. Ne yazık ki, Kurtuluş Caddesi’ndeki bu eski zaman Fransız-Arap
mimarisiyle yapılmış evlerin ne kadar kaderine bırakıldığına üzüleceksiniz.
Kahvaltı sonrası
kahvenizi Kurtuluş Caddesi’ndeki tarihi Affan Kahvecisi’nde içip, isterseniz
Hatay’ın meşhur tatlılarından haytalıyı Affan’da (İnci Pastanesi)’nde
deneyebilirsiniz. Hemen birkaç metre uzağındaki Antakya Sinagogu’nu dışarıdan
görebilirsiniz. Bugün Antakya’da Yahudi cemaatinden sadece 13 kişi kaldığından,
sinagog sadece cemaate ve özel konuklara açılmaktadır. Sinagogta 500 yıllık el
yazılı Tevrat bulunmaktadır. Sinagogu gördükten sonra, birkaç metre daha
gittiğinizde Hatay Valiliği tarafından restore edilen tarihi bir konağın ,
bugün müthiş bir Aromatik Bitkiler Müzesi’ne dönüştüğüne şahit olabilirsiniz.
Müzeye giriş ücretsiz. Pazar günleri açık. Burası bir çok amaçlı kullanılmış
eski bir konak. Avlusundaki turunç ağacı ve odalarda sergilenen yüzlerce
endemik bitkiyi yerinde görebilirsiniz.
Zamanınız
kaldıysa, Antik Cam Evi – Antakya Cam Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
Antakya
medeniyetlerin ve dinlerin buluştuğu yer olsa da, bugün azınlık dinlerin
ibadethanelerine girişlerin ziyaretçilere çok da açık olmadığını belirtmek
isterim. Özellikle, Türk Katolik Kilisesi’ne giriş Pazar günleri sadece saat
15’ten sonra yapabilirsiniz. Güney Kore tarafından kurulan Valilik binası
yakınındaki Protestan Kilisesi’ne ise Pazar günü sabahtan itibaren
görebilirsiniz. İçeride vaaz verildiğinden fotoğraf çekmeniz uygun
olmayacaktır. Kentin tek sinagogu ise bugün cemaatin sayıca az olmasından
dolayı kapalı olması da diğer bilmeniz gereken husus.
Antakya’ya
gelmişken 25 kilometre uzağındaki Samandağı’na gitmenizi tavsiye ederiz. Burada
Titus Tüneli , Hz. Hıdır’ın türbesi ve Hz. Hıdır ile Hz. Musa’nın buluştuğu
makamı, Türkiye’nin tek Ermeni köyü Vakıflı’yı ziyaret edebilirsiniz. Yalnız,
burada dikkat etmeniz gereken bir husus var. Antakya ile Samandağ arasında çok
yaygın bir ulaşım koşulları yok. Bu kadar turistik bir yerin, üstelik Hatay’ın
Büyükşehir olmasından mütevellit, doğru düzgün işleyen bir otobüs-minibüs hattının
olmaması çok üzücü. Haliyle bu ziyaretlerinizi planlarken tek yön gidiş 4-5
saati gözden çıkarmanız gerekiyor. Üstelik sadece 25 kilometrelik uzaklık için.
Bu durum gerçekten üzücü. Haliyle, araç kiralamak burada işinize yarayacaktır.
Bunun dışında
Antakya’dan 15 dakika uzaktaki Harbiye’ye gidip Harbiye Şelalesi’ni yerinde
görebilirsiniz. Zamanında Hülya Koçyiğit’in oynadığı , 27 Mayıs 1960 darbesi dönemini anlatan Şellale filmi de burada
geçmiştir.
Hatay/Antakya’da kahvaltı nerede yapılır?
1.
Unesco Hatay Gastronomi Evi
2.
Antakya Kahvaltı Evi (Hatay Sultan Sofrası) –
Habib-i Neccar Camii karşısı
Hatay/Antakya’da künefe nerede yenir?
Tavsiyem
köprübaşındaki künefeciler meydanındaki tüm künefecileri denemeniz olacaktır.
Burada tam porsiyon 7-8 TL, yarım porsiyon 5 TL’ye sunulmaktadır. Az şerbet
istemenizle içindeki peyniri hissetmenizi kolaylaştıracak ve daha güzel tadı
alabileceksiniz. Künefeciler meydanında benim beğenimi Ferah Künefe kazandı.
Bunun dışında Asi Künefe (İstanbul’da da şubeleri var) , Ferah kadar
beğendiğimi söylemem. Diğer yerleri de mutlaka deneyin. Kimisi Çınaraltı Yusuf
Usta’yı önermiş, fakat son dönem hakkındaki olumsuz yorumlardan ötürü tercihimi
kendilerinden yana kullanmadım.
Hatay/Antakya’da tepsi kebabı nerede yenir?
Vedat Milor’ün
tavsiyesi üzerine PÖÇ’te denedim ve nokta atışı. Bu adam işi biliyor dedim.
PÖÇ’ün hemen yanındaki Vitamin’de de deneyebilirsiniz.
Hatay/Antakya’da humus/bakla nerede yenir?
PÖÇ’teki meze
tabağını pek beğendiğimi söyleyemem. Gerçek humusun peşine düştüm. Zira,
İsrail-Filistin, Lübnan , Mısır’da yediğim humusları hiçbir yerde
bulamayacağımı biliyorum. Antakya’da Ahmet Usta’nın humus ve baklasını
deneyebilirsiniz. Küçük bir sokakta dükkanı. Temiz bir aile işletmesi. Tavsiyem
yarım porsiyon humus, yarım porsiyon bakla söyleyin. Her ikisini de deneyin.
Baklası sıcak servis ediliyor. Bunun dışında Uzun Çarşı içinde Çayırcı Humus
Salonu pek hijyenik gözükmediğinden tercih etmedim.
Hatay/Antakya’da meşhur Hatay döneri nerede yenir?
Gerçekten yemek
yemekten patlamadığınıza eminseniz, midenizde biraz daha yer varsa Abdo Döner’e
gelin en azından bir yarım porsiyon döner söyleyin. Gerçekten anlatıldığı kadar
güzel. Hürriyet Caddesi’ndeki Abdo’da dönerin yanına alabaş tabağı da geliyor.
İkinci önerebileceğim Güven Döner var. Hürriyet Caddesi’nde yine çok temiz aile
işletmesi, burada da Hatay dönerini deneyebilirsiniz.
Hatay/Antakya’dan ne alınır?
-
Biber ve domates salçası
-
Defne sabunu
-
Zahter (kahvaltılık)
-
Künefe ve künefeyi evde yaparım derseniz
tereyağı ile künefelik peynir
-
Hatay’da çıkan siyah taş üzerine yazılı
kolye-bileklik
-
Hal hal zeytini – Hatay’a özgü ufak bilyelere
benzeyen bu zeytinin geçmiş köklerinden evrilmediği için has zeytin olarak
denemenizi isterim.
-
Zeytinyağı
-
Üzüm pekmezi
-
Kerebiç
-
Humus ! İlk kez burada gördüğüm paketli kuru
humus tozu benim gibi humus sevenler için alınabilecek en güzel hediye. Sadece
su ve tahin karıştırılarak hazırlayacağınız humus güzel bir aperetif.
Hatay/Antakya’ya giderken:
Mutlaka yanınıza şemsiye,
yağmurluk, panço ne varsa alın.
Çizme/bot gerekebilir.
Bilmelisiniz ki Hatay’ın yağmuru meşhur. Hatta şöyle bir hikaye anlatılıyor.
Zamanında Arabistan’dan gelen bir çoban, satmak için getirdiği koyunlarını, yok
pahasına satıp memleketine geri gidiyor. Hatay’dan geldiğini öğrendiği bir
adama “sizin orada o yağmurlar halen devam ediyor mu?” diye soruyor. Diğer bir
rivayete göre, bir yağmurlu güne denk gelirseniz, 40 gün boyunca devam
ediyormuş. Hatay kısacası yağmuru bol şehir.
İkincisi Antakya bir gastronomi
şehri. Hatta, Unesco tarafından tescillenmiş. Lütfen kalori hesabı yapmadan
yiyin-için! Tıpki çok yakın zamanda Hatay’da bulunan ve Hatay Arkeoloji
Müzesi’nde sergilenen “İskelet Mozaği – yani Ye, İç, Neşelen ve Mutlu Ol!”
mozaği , o zamandan bu zamana Hatay’ı özetlemiş sanki. O yüzden, keyfini
çıkarın.
Hatay’da ilçeler arası ulaşım
sorunu var. 25 kilometrelik Samandağ’a ulaşımın bile ne denli meşakkatli
olduğunu yukarıda da belirttim. O yüzden turunuzu planlarken, ilçeleri
ziyarette araç kiralamanın işinizi kolaylaştıracağını unutmayın.
Antakya ile Hatay havalimanı
arası 25 kilometre, Antakya ile Samandağ 25 kilometre, Antakya ile Hatay
otogarı 8 kilometre uzaktadır. Otogar ile şehir merkezine otobüs seferleri
bulunmaktadır. Otogardan köprübaşına gitmek için 117 numaralı otobüse binmeniz
yeterli. Otobüs içinde para ödeyerek binebiliyorsunuz.
Niçin Hatay/Antakya’ya gitmeliyim?
Gastronomi bir sebep, müzesi ayrı
sebep… Gerçekten Antakya güzel şehir. Esnafı özellikle kibar ve güleryüzlü. Bu
şehre boşuna denilmemiş hoşgörü kenti.
Halkı alışveriş yaparken bile
güleryüzlü. Kimle görüştüysem ,iki taraftan komşusu olduğu Suriye ve son
dönemde yaşanan Hatay’ın oldukça yakınındaki İdlib’teki hareketliliklerin
turizmi olumsuz etkileyeceğinden biraz rahatsızlıklarını duyuyor ve üzülüyorum.
Sanki, oradan epey uzakta gibi gönlünüzce bir Antakya kaçamağı yapabilirsiniz.
Özellikle alınacak şeyler listesindeki Uzun Çarşı’dan haftaiçi ve Cumartesi
alabileceğinizi iletmek isterim.
Bu güzel kenti en kısa zamanda
görmenizi, lezzetlerini denemeniz dileğiyle…
İyi yolculuklar,
Yorumlar